Aslı Genel Müdürü Caner Bayıralan ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, markanın “Coffee in Bakery” konseptiyle geçirdiği dönüşümü, sermayesiz franchise modeli ve sektöre kazandırdığı yenilikçi çözümleri konuştuk. Bayıralan, entegre üretim kapasitesi ve eğitim odaklı yaklaşımıyla, hem misafirlere hem de girişimcilere ilham veren bir marka vizyonunu Horeca Mailing okurlarıyla paylaştı.
Aslı markasının geçmişini ve bugünkü konumunu bizimle paylaşabilir misiniz?
Sektörde 30 yıllık tecrübemizle Türkiye’nin en iddialı kafe-fırın zincir mağazaları arasında yer alıyoruz. Hâlihazırda 34 mağazamız bulunuyor. 2021 yılında Eksim Holding bünyesine geçen ve kurumun gücünü arkasına alan markamızla, günün her saatine uygun lezzetleri ziyaretçilerimizle buluşturmaya devam ediyoruz.
Donuk fırıncılık alanındaki iddiamız, ürün yelpazemize zengin bir biçimde yansıyor ve aynı zamanda içecek çeşitlerimizle de geniş bir kesime hitap ediyoruz. Misafirlerimize su böreği, kruvasan, kahvaltılık çeşitler ve espresso bazlı kahvelerin yanında Very Berry Muffin, Van Stapele Cookie, Medovik, Klasik Pavlova, Lotuslu Pavlova, Limonlu Mereng Pasta ve Dubai Cheesecake gibi imza tatlılar sunuyoruz. Ayrıca Balkabaklı Latte, Toffenut Latte, sahlep ve portakallı sıcak çikolata gibi mevsimsel içecek seçenekleriyle de her dönemde yüksek kalite standardını koruyoruz.
Markamızın yeni konseptini hazırlarken ayakları yere basan bir pazarlama stratejisi oluşturduk. Bunun yanında nitelikli ve sahaya hazır profesyoneller kazandırmak amacıyla Aslı Akademi’yi hayata geçirdik. Sektördeki yetişmiş insan kaynağı ihtiyacına modern çözümler sunmayı hedefleyen Aslı Akademi, teori ve pratiği birleştiren kapsamlı eğitim programıyla önemli bir ihtiyacı karşılamaya da destek olacak. Akademiden mezun olanlar aldıkları eğitim sayesinde gerek Aslı çatısı altında gerekse yeme-içme sektörünün genelinde çalışma fırsatlarına sahip olacak. Dolayısıyla bugünkü konumumuzu aktarırken hem tüketicinin beklentilerini karşılayan, hem franchise yatırımcılarına avantajlar sunan hem de yer aldığı sektöre katma değer sağlayan bir marka oluşturduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim.
Aslı, “Coffee in Bakery” konseptiyle yeniden markalaşma ve dönüşüm sürecinden geçti. Bu kararı almanızdaki en önemli etken neydi? Bu değişim, müşteri deneyimi ve marka algısı açısından neleri değiştirdi?
Mağazalarımızı “Coffee in Bakery” konseptine dönüştürme kararımız iki temel gözlemimizin sonucu olarak ortaya çıktı. Birincisi misafirlerimiz fırın-pastane ürünlerimizi satın almanın yanı sıra mekanda vakit geçirmek istiyordu. İkincisi ise hitap ettiğimiz kitlenin kaliteli kahveyi günlük ritüellerinin merkezine koymuş durumda olmasıydı. Biz de bu iki alışkanlığı tek çatı altında buluşturacak bir deneyim tasarlamayı hedefledik.
Dönüşümün müşteri deneyimine yansımasını da net bir şekilde görebiliyoruz. Günün akışına göre yaşayan bir mağaza yapısı ortaya çıkardık. Sabah işe yetişen misafirimiz kruvasanını ve filtre kahvesini alıp hızla yoluna devam ediyor. Öğleden sonra sandviç ve imza pastalarla kısa bir mola veriliyor, akşamüstü ise vitrin tatlıları eşliğinde uzun sohbetler başlıyor. Bu ahengi desteklemek için üretim hattını, servis akışını ve oturma düzenini yeniden tasarladık. Barista ve pastane ekiplerini aynı eğitim programında buluşturduk, menümüzü de eşleşmelere göre revize ettik. Böylelikle misafirlerimiz vitrinde gördüğü ürünü, yanında tercih ettiği kahveyle, en taze ve en hızlı şekilde alıyor.

Aslı hem perakende hem Horeca alanında varlık gösteriyor. Horeca kanalında özellikle hangi sektör gruplarıyla (otel, restoran, catering vb.) çalışıyorsunuz? Bu alanda büyümek için nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Horeca tarafında güvenilir tedarik, standart kalite ve operasyon uyumu odağında ilerliyoruz. Mantı, simit, su böreği, baklava ve sarma gibi temel ürünlerimizi Aslı mağazalarının yanı sıra kurumsal paydaşlarımıza ve zincir marketlere düzenli biçimde sunuyoruz. Modern teknolojiyle çalışan tesislerimizden çıkan 300’ün üzerinde ürünü; porsiyon, tepsi ya da servise hazır formatlarda otel, restoran ve kurumsal catering operasyonlarına uygun hale getiriyoruz.
Horeca alanında satışını yaptığınız ürün grupları nelerdir? Bu alanda ürün çeşitliliğini geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
Mantı, simit, su böreği, baklava ve sarmadan oluşan ürünlerimizi Tuzla ve Gebze’de yer alan fabrikalarımızda üreterek pazara sunuyoruz. İhtiyaca göre fabrikamızdaki üretim bandımızı organize edecek esnekliğe de sahibiz.
Geçtiğimiz günlerde duyurduğunuz “sermayesiz franchise modeli” gibi yenilikçi yaklaşımlar sektörde dikkat çekiyor. Bu modelin detaylarını HM Gazete okuyucularıyla paylaşabilir misiniz?
Sermayesiz franchise modelimizi girişimcinin enerjisini işletmeye ve misafir deneyimine ayırması amacıyla tasarladık. Bu yüzden başlangıç yatırımının tamamını üstleniyoruz ve anlaşmayı takiben 90 gün içinde anahtar teslim mağaza hedefiyle ilerliyoruz. Sürecin başında lokasyon analizini biz yapıyor; yaya akışı, rekabet ve kira dinamiklerini birlikte değerlendiriyoruz. Açılış öncesinde ekip seçimi ve eğitimini de ücretsiz sağlıyoruz. “Aslı’da Dükkan Senin” adını verdiğimiz bu modelimizin önemli bir artısı da 5 yıllık başarılı işletme performansının ardından mağaza mülkiyetini işletmeciye avantajlı koşullarla devir imkanı sunması. Böylece iş ortağımız düzenli gelir akışının yanında kalıcı bir varlık da edinebiliyor.
Yeni modelimizin Türkiye’de girişimciliğin önündeki bariyerleri kaldırmak için atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. Artık bir Aslı mağazası açmak için gereken tek şey, işe duyulan tutku ve başarıya olan inanç. Biz tüm finansal ve operasyonel yükü üstlenerek, iş ortaklarımızın en iyi hizmeti sunmaya odaklanmasını sağlıyoruz. Bu yeni yaklaşımla potansiyeli olan herkesin hayallerine ulaşmasına destek olmayı hedefliyoruz.

Yeni yıl yaklaşırken şu anki üretim kapasitenizden ve gelecek planlarınızdan bahsedebilir misiniz? Yatırımlarınıza franchise üzerinden mi kendi açacağınız dükkânlar üzerinden mi devam edeceksiniz?
Operasyon tarafında güçlü bir yapıya sahibiz. İstanbul Dudullu OSB’de 350 çalışma arkadaşımızla faaliyet gösteren entegre tesisimizin yanına, geçtiğimiz yıl 3 milyon avro yatırımla Tuzla’daki 9.000 m²’lik yeni fabrikamızı ekledik. Tam otomasyon altyapısı ve 1.200 paletlik depolama kapasitesiyle bu tesis, üretim–lojistik akışımızı aynı çatı altında birleştiriyor. Tuzla yatırımı sayesinde günlük 20 ton, aylık 1.500 ton üretim kapasitesine ulaştık.
Önümüzdeki dönemde franchise tarafında duyurduğumuz sermayesiz model, açılış hızını ve standartları güvence altına aldığı için ana taşıyıcı rol üstlenecek. Bu kapsamda gelecek yıl için 40 yeni franchise hedefi koyduk. Bunun yanında, stratejik lokasyonlarda kendi mağazalarımızı da açmaya devam edeceğiz.
Üretim cephesinde ise kapasite artırımı, soğuk zincir ve ürün geliştirme yatırımlarını sürdürürken; mağaza tarafında süreç otomasyonu ve eğitim programlarımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.

