1939 yılında Cenova’da kurulan Zeffirino 1939, Monte Carlo ve Paris’teki başarılarının ardından İstanbul’daki kapılarını açtı.
İtalyan-Monakolu Riccardo Giraudi, restoran dünyasındaki sınırsız yaratıcılığıyla tanınıyor. Paris’ten São Paulo’ya, Mykonos’tan New York’a kadar dünyanın en prestijli şehirlerinde Beefbar konseptini başarıyla büyüten, İtalyan mutfağına ve Cenova’daki en ikonik adreslerden biri olan Zeffirino’nun mirasına tutkuyla bağlı olan Giraudi, Belloni Ailesi’ni bu gastronomi hazinesini İtalya sınırlarının ötesine taşımaya ikna ederek, Monte Carlo ve Paris’teki başarılı açılışların ardından Zeffirino’yu kültür ve gastronominin kusursuz uyumla buluştuğu İstanbul’a getirmekten büyük heyecan duyuyor.
Zeffirino 1939, kendine özgü lezzetleri ve dünyanın en iyi pesto soslarından biri olarak kabul edilen ünlü Genovese pesto’suyla uluslararası gastronomi sahnesinde seçkin bir yere sahip. Belloni Ailesi tarafından üç nesildir özenle korunan tarifleriyle, İtalyan misafirperverliğinin ve kusursuz servisin tüm inceliklerini sunuyor. Her yemek sanatsal bir yaklaşımla hazırlanıyor ve profesyonel ekip tarafından sunum adeta görsel bir şölene dönüşüyor.
İtalya’nın zengin mutfak mirasını Ortaköy’deki Boğaz manzaralı yeni mekânına taşıyan restoran, Ortaköy Camii ve Kız Kulesi gibi ikonik yapılarla çevrili 360 derece Boğaz manzarasıyla misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. İstanbul’daki bu etkileyici manzara ve kültürel konum, Zeffirino İstanbul’u diğer şubelerinden ayıran en özel detaylar arasında yer alıyor.
Zeffirino 1939 aynı zamanda interaktif bir gastronomi deneyimi de sunuyor. Bazı imza lezzetler masada hazırlanarak servis ediliyor; böylece misafirler bu süreci izleyip tatların keyfini çıkarabiliyor. Bu eşsiz sunum, İtalyan mutfağının otantik ruhunu daha da güçlü hissettiriyor.
Zeffirino İstanbul’un menüsünde ünlü Genovese pesto, günlük taze el yapımı makarnalar ve özenle seçilmiş klasik ve modern İtalyan lezzetleri yer alıyor. Misafirler; Zeffirino’nun imzası Stracchino Peyniriyle hazırlanan, yavaş pişirilmiş Focaccia Formaggi; özel pesto sosuyla geleneksel Mortaio kasesinde masada servis edilen el yapımı Mandilli al Pesto ve yoğun kıvamlı, ev yapımı Antep fıstıklı Gelato Pistacchio gibi lezzetlerin tadını çıkarabiliyor.
Restoranın tasarımı ise Cedric Capron tarafından hayal edilip SAVATLI Architecture tarafından hayata geçirildi. Terrazzo, mermer ve ahşabın doğal sıcaklığıyla şekillenen mekânda, cilalı ceviz paneller ve el işçiliği detaylar geleneksel zanaatkârlıkla modern estetiği buluşturuyor. Yumuşak dokulu kumaşlar ve özgün desenler ise mekâna sıcak ve davetkâr bir karakter katıyor. Günün her saatine uyum sağlayabilen bu zarif atmosfer, misafirlerine kusursuz bir deneyim vadediyor.