Türkiye’nin en kapsamlı yiyecek-içecek eğitim merkezi olan Mutfak Sanatları Akademisi, turizm ve ağırlama sektörünün en önemli noktası servis ve sunum alanına yönelik, sektörün “ ön tarafı “ yani FOH ( Front of House ) eğitimi veriyor. Detayları ve merak edilenleri MSA Yönetici Ortağı Sitare Baras Horeca Mailing Gazete için yanıtladı.
Röportaja başlamadan önce sizi ve Mutfak Sanatları Akademisi’ni biraz tanıyabilir miyiz?
Bilkent Üniversitesi’nde ekonomi okuduktan sonra ve iş hayatıma bankacılık sektöründe başladım. Advantage Card serüvenim sırasında gönlümün strateji ve proje geliştirme tarafında olduğunun farkına vardım. Teknoloji, perakende gibi farklı sektörlerde yaklaşık 15 yıl çalıştım.
2009 yılında Mutfak Sanatları Akademisi(MSA) ailesine katıldım. Yönetici ortağı olduğum MSA’ da takım arkadaşlarımla beraber, bugüne kadar yıllar içinde büyüyen bir ekip, genişleyen eğitim portföyü ve sayısız MSA mezunu ile ‘mesleki eğitimin’ ne olduğunu ve bu sistemin sektöre, ekonomiye ve bireye katkısını anlatmaya devam ediyoruz.
2004 yılında kurulan Mutfak Sanatları Akademisi, bugün Türkiye’nin en kapsamlı yiyecek – içecek eğitim merkezi.
Turizm ve ağırlama sektörünün en iddialı mesleki eğitim akreditörlerinden Confederation of Tourism & Hospitality (CTH), İngiltere kökenli City & Guilds, İskoç SQA ve Pearson/Ed Excel tarafından onaylı Türkiye’deki tek eğitim kurumu. Verdiğimiz ayrıcalıklı eğitim ile bugün dünyanın en iyi aşçılık okulları arasında gösteriliyoruz.
Temelde turizm ve yiyecek-içecek sektörlerine tam donanımlı profesyoneller sağlamayı amaçlayan, yılda binin üzerinden mezun veren bir meslek okulu olmamızın yanı sıra; her ay mutfakseverlere özel birbirinden farklı kategoride workshop’lar düzenleniyoruz. Yılda 20 bin’i aşkın misafirimizi workshop mutfaklarında ağırlıyoruz.
Dijital platformlarımızı geliştirerek ürettiğimiz içeriklerle hep daha fazlasını öğrenmeye hevesli mutfak tutkunlarına ulaşabiliyoruz.
Emirgan’daki Sakıp Sabancı Müzesi’nde faaliyet gösteren MSA’nın Restoranı’nda okulun devamı niteliğinde bir eğitim restoranı sistemi kurduk, burada eğitmen şefleri önderliğinde şef adayları çalışıyor.
Beni en çok etkileyen şeylerden biri de, eğitim kurumu olmamızın yanında eşsiz bir özelliğimizin yeme – içme sektörüne değen herkesin buluşma noktası, platformu olmamız. Yani farklı disiplinlerden de olsa gastronomiye ve mutfağa temas eden, etmek isteyenler MSA sayesinde MSA’da birbirlerini buluyor. Bunu hem fiziksel olarak okulumuzdaki etkinliklerde hem de dijital kanallarımızda ürettiğimiz içeriklerle sürdürüyoruz.
Ülkemizde servis personellerine yönelik eğitim maalesef ki çok yetersiz, halbuki bu alan Horeca sektörü için kilit bir önem taşıyor. Geçici bir iş gözüyle bakılan ve potansiyeli oldukça sınırlandırılan bu meslek dalı ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Profesyonel yiyecek-içecek servisi, restoran veya diğer işletmelerdeki misafir deneyiminin ayrılmaz bir parçası. Kaliteli bir yemek deneyiminin sadece mutfaktan değil, “salondan” yani servisten de geçtiği artık herkes biliyor. Ama maalesef Türkiye’deki meslek algısında ciddi sıkıntılar var. Bunun ardında hem sektörde yiyecek-içecek servisi personelinin sirkülasyonunun çok yüksek olması, işletmelerin bu alanda çalışan personele yatırım yapmaması, nasıl olsa geçici diyerek yeterli özeni göstermemesi var, hem de çalışan potansiyelinin bu mesleğin kariyer yolunun farkında olmaması sebebiyle “geçici iş” gözüyle yaklaşması var. Algı böyleyken bu meslekle ilgili eğitim alma gereksinimi görünmüyor.
Aslında tüm aktörleri bilinçlendirmek ve meslek algısını daha değerli bir noktaya getirmek çok önemli.
Profesyonel yiyecek – içecek servisi bir meslek, hem de geniş ve yükselen bir kariyer yolu olan bir meslek.
Bugün sektörün en büyük ihtiyacı “ne yaptığını bilen” donanımlı servis personeli. Burada yemekten şaraba, güçlü iletişim becerisinden kriz yönetimine son derece yetkinlik gerektiren, dünyanın her yerinde geçerli bir meslekten bahsediyoruz.
Dolayısıyla ciddi bir eğitim içeriği gerektiriyor. İyi bir eğitimin meslek algısını yükseltmekte ilk adım olduğunu düşünüyoruz.
Bugün sektördeki başarı hikayelerine bakarsak servisten başlayıp yurt dışında veya Türkiye’de önemli noktalara gelmiş, yeme-içme sektöründe çok özel uzmanlıklar edinmiş kişilerle karşılaşabilirsiniz. Örneğin bir restoranın organizasyon şemasında komilikten başlayıp restoran yöneticiliğine kadar hızla yükselebileceğiniz gibi, alacağınız iyi bir eğitimdeki şarap konusunda bilgi sahibi olarak size ileride Sommelier (Şarap garsonun) olma fikrini verebilir ve bu doğrultuda uzmanlaşabilirsiniz.
Sektörün “ ön tarafı “ yani FOH ( Front of House ) farklı kişilerle ve fikirlerle karşılaşmanızı sağlar. Diğer sektörlere nazaran işinizde başarılı olduğunuzda çok daha hızlı bir kariyer imkanı vardır. Yemek kültürleri dünyayı ve insanları bir birine bağlayan en önemli alandır. Başlangıcınızı sağlam yapmak ve bir adım önde başlamak iyi bir eğitimle mümkündür.
MSA olarak bizim hedefimiz, gençleri profesyonel yiyecek-içecek sektörüne en donanımlı, hızlı, profesyonel şekilde hazırlarken, sektöre de Profesyonel Restoran Servisi tarafında toplam hizmet kalitesini yükseltmede çok etkili bir kaldıraç kazandırmak. Profesyonel mutfaklardaki kanıtlanmış başarımızı şimdi profesyonel servis deneyimine de taşımaya hazırız.
Sunduğunuz “MSA FOH” eğitimi ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Başvurmak için gerekli şartlar nelerdir?
Profesyonel Restoran Servisi Eğitimi, restoranların yiyecek içecek servis operasyonlarına yönelik tasarlanan, uluslararası standartlarda, sektörün güncel ihtiyaçlarına göre teorik ve pratik mesleki bilgi içeren, turizm ve ağırlama sektörüne hızlı, donanımlı ve pratik özgüvenle adım atmayı sağlayacak, dünya çapında geçerli uluslararası sertifikasyona sahip bir profesyonel mesleki eğitim programı.
Yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada geniş bir potansiyeli olan yiyecek-içecek sektörüne gerekli bilgi donanımı ve pratik özgüvenle hızlı bir şekilde giriş yapmak isteyen, bu konuda eğitimi veya tecrübesi bulunmayan 18 – 35 yaş arasındaki adaylar katılabilir. Yeme- içme sektöründe çalışan, profesyonel restoran servisi konusundaki bilgi ve becerisini bu program ile güncelleyip, uluslararası bir sertifikasyonla resmileştirmek isteyen, kariyerinde seviye atlamak isteyen profesyoneller için gerekli bir eğitim müfredatı sunuyoruz. Ayrıca Çalışma hayatına girme ihtiyacında olan ve yeme-içme sektörünü deneyimleme imkanı arayan öğrenciler için de bu programın bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Böylece hem yurt dışında geçerli bir meslek ve diploma sahibi olup hem de edindikleri deneyimle “network” sahibi olabilirler.
MSA Profesyonel Restoran Servisi eğitim programıyla özellikle yiyecek-içecek ve turizm sektörüne özgüvenle adım atmak isteyen gençlere ve sektörde hali hazırda çalışırken, güncel, hızlı bir eğitimle deneyimini uluslararası bir sertifikasyonla profesyonel bir statüye çıkarmak isteyen adaylara çağrı yapıyoruz.
Eğitiminin içeriği ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Adaylara ne gibi avantajlar sunuyor?
Yiyecek – içecek servisi alanında güncel mesleki bilgi ve pratik özgüven kazanıp bu sektörde hızla ilerlemek isteyen adaylar için sıfırdan geliştirdiğimiz MSA Profesyonel Restoran Servisi eğitim programı, İngiltere merkezli belgelendirme ve sertifikasyon kurumu olan Confederation of Tourism and Hospitality (CTH) tarafından uluslararası bir mesleki eğitim programı olarak akredite edildi. Avrupa Birliği’nin mesleki eğitim otoritesi olan The Office of Qualifications and Examinations Regulation (OFQUAL) portföyüne de global bir eğitim müfredatı olarak kabul edildi. Yani, MSA Profesyonel Restoran Servisi eğitimini tamamlayan mezunlarımızın kazandıkları mesleki bilgi ve yetkinlik sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada anlaşılır ve tanınır olacak.
Programın içeriğini yeme – içme sektörünün güncel ihtiyaçlarına yönelik, uluslararası standartlarda, farklı uzmanlıklarda hem temel hem de ileri seviye teorik ve pratik konuları kapsayacak şekilde tasarladık.
Eğitim, MSA kampüsünde gerçekleşen 128 saat teorik ve 56 saat pratik eğitimin yanı sıra; MSA’nın Restoranı başta olmak üzere bu eğitim programına özel iş birliği yaptığımız İstanbul’un önde gelen işletmelerden Mikla, Neolokal, Alaf, Arkestra, Yeni Lokanta, Aheste veya Aman da Bravo’da gerçekleşecek 1 aylık zorunlu stajı kapsıyor. Sektöre ilk adım için önemli bir fırsat sunması adına iş ortağı işletmelerin katkıları çok değerli, eminim ki zamanla çoğalacağız.
Bu program, içeriği sayesinde mesleğe adım atmak isteyen kişileri teknik beceriler dışında kültürel gelişim açısından da destekliyor.
Eğitimden mezun olanlar, yiyecek-içecek servisine dair güncel mesleki bilgi ve pratik özgüvenle sektöre hızlı giriş fırsatı elde edebileceği gibi, müşteri ilişkileri, yemek ve bar servisi, alkollü ve alkolsüz içecek bilgisi ve servisi, gıda ve menü hakimiyeti alanlarında uzmanlık, Türkiye’de ve dünyada turizm ve ağırlama sektöründe hızla yükselmeyi sağlayacak mesleki donanım, sektöre odaklı eşi olmayan nitelikte bir mesleki eğitim alarak kariyer yolu çizme avantajı ve uluslararası mesleki diploma sahibi olacaklar.
Bireysel başvuruların yanı sıra, işletmelere de ayrıca çeşitli imkanlar sunmaktasınız. Bu konu hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Profesyonel Restoran Servisi eğitimini, işletmelerin ihtiyacına özel bir olarak tasarlayabiliriz. Yiyecek – içecek servisi temelde benzer dinamikler üzerine kurulu olsa da restoranların konumlanmalarına ve personel organizasyonlarına göre farklı ihtiyaçları doğabiliyor. Özellikle tamamlamak istedikleri eksiklikler, üzerine gitmek istedikleri potansiyel alanlar olabilir. Bu noktada işletmelerle birlikte çalışacak, ihtiyacı kolaylıkla anlayacak sektör tecrübemiz ve kolaylıkla yanıt verecek alanında uzman bir eğitmen kadromuz var. Programı hem içerik hem de eğitim takvimi anlamında işletmelere özel bir eğitim haline getirebileceğiz.
Son olarak, servis personeli konusunda yakın gelecek ile ilgili öngörüleriniz nelerdir ve eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Ülkemizde bugüne kadar hep “mutfak” mercek altındaydı. Ancak bu yıl özellikle Michelin’in de gelmesiyle yeme-içme deneyiminde yaşanan pozitif rekabet, yeme – içme deneyiminde toplam kaliteye daha fazla kafa yorulmasına neden oluyor. Sadece yemek değil, rezervasyon sırasındaki diyalogdan karşılamaya, servis profesyonelinin masaya yönlendirme tavrından servis sırasındaki bilgi ve özgüvenine, yemeği malzeme bilgisinden, tabağın arkasındaki fikre, sunuma tüm deneyimin içinde misafirin gözüne takılmayı sağlayacak düşünülmüş detaylar çok değerli. Yani mutfaktan çıkan fikrin, bilginin misafirin gözünde nasıl bir deneyime dönüştürülebildiğinin neferi olan “servis profesyonelleri” ve restorandaki yiyecek-içecek servis kalitesi de artık sıkı bir şekilde mercek altına alındı.
Sektörde artık şeflerin de en büyük sorunu kaliteli servis personeli ihtiyacı haline geldi ve bunu her fırsatta gündeme getirdiklerine şahit oluyoruz.
Yani işletmeler tarafında donanımlı servis personeline yatırım yapılması kaçınılmaz noktaya geldi.
İş gücü tarafında da ise bizim ve örnek işletmelerin çabaları ve başarı hikayelerinin, rol modellerin daha fazla vurgulanmasıyla bu mesleğin uzun soluklu, kariyer yolu fırsatlarla dolu, dünya çapında kapılar açabilecek donanım sağladığının anlaşılacağına ve meslek algısının hak ettiği noktaya ulaşacağına inanıyorum.
