Röportajımıza başlamadan önce Balparmak markasının kuruluş hikayesinden ve bugüne kadarki gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
Balparmak’ın öyküsü aslında birazda Türkiye’de bal ve arıcılığın bir sektör olarak olgunlaşmasını içeriyor. Zira 1980 öncesi geleneksel yollarla üretim ve satışı yapılan balın ilk defa modern yöntemlerle paketlenip satışa sunulması Balparmak’la oldu. İstanbul’da mütevazı bir girişimle başlayan, yıllar içinde tüm Türkiye’de bilinen, bugün dünyanın dinlemeye ve anlatmaya başladığı örnek bir girişimcilik öyküsünden bahsediyoruz aslında…
Köy enstitüsü mezunu bir babanın çocukları olan Özen ve Özgür Altıparmak kardeşler, üniversiteden sonra 1970’lerin ortalarında ticarete atılır. Pek çok gıda ürününün pazarlama, satış ve dağıtımını üstlenen iki kardeşin sattığı ürünler arasında baba Sabri Altıparmak’ın köy enstitüsü yıllarından yakın bir arkadaşının ballarıda vardı. Her ürün gibi, balın satışı ve pazarlaması da onu yakından tanımayı gerektiriyordu. Bal ile tanışmak, özelliklerini, insan yaşamındaki yerini, meşakkatli üretimini, cefalı üreticisini yakından tanımak, Altıparmak kardeşlerin önünde yepyeni bir ufuk açtı. İki kardeş, diğer ürünlerin ticaretini bir kenara bırakıp bala yoğunlaştılar.
O yıllarda Türkiye’de arıcılık yeni gelişiyordu. Türkiye’de tanınan, tercih edilen, dağıtımı yaygın biçimde yapılan bir bal markası yoktu. Dolayısıyla bal sektörü, ufku geniş, önü açık bir alandı ve yapılabilecek çok şey vardı.
Özen ve Özgür Altıparmak, ülkemizde arıcılığın geliştirilmesinin, ülkemiz balının hak ettiği değere ulaştırılmasıyla mümkün olacağını gördüler.
Bu vizyonla 1980 yılında Altıparmak Gıda’yı kurdular ve Balparmak markası ile Türkiye’nin dört bir yanından gelen “doğal balları” derleyip, en güvenli ve en hijyenik biçimde ambalajlayarak tüketicilere sundular. Böylelikle kovandan sofraya doğal lezzet yolculuğumuz başlamış oldu. Balparmak, 1989 yılında Türkiye’nin en çok satılan bal markası haline geldi. Altıparmak Gıda, 1991 yılında elde ettiği pazar liderliğini bugüne kadar sürdürdü, sürdürüyor.
Bugün Altıparmak Gıda unvanı ile yoluna devam eden Türkiye bal sektörünün lider kurumu, 30.000m2 arazi üzerinde kurulu tesislerinde, 32.000 ton/yıl işletme kapasitesi, 294 çalışanı ile Euromonitor verilerine göre Dünya’nın ilk 10 bal markası arasında yerini alıyor.
Balparmak, tarihi çok uzun yıllara dayanan ve bal denilince birçok insan için akla ilk gelen marka. HM Gazete okuyucuları için markanın bu başarısının altında yatan sebepleri anlatabilir misiniz?
44 yıllık tarihimizde tüketicimize sunduğumuz kalite standartları ile farklılaşan Balparmak, bu anlamda bal sektörünün de liderliğini üstleniyor. Gıda güvenliği konusunda uluslararası standartlara göre çalışmayı her zaman önemsedik. Gıda Güvenliği Sistemi FSSC 22000, Global Gıda Güvenliği Standardı BRCGC (British Retail Consortium), ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi gibi sertifikalara da sahip paketleme tesislerimiz, dünyada örnek gösterilecek bir yapıya sahip.
APİLAB – Bal ve Arı Ürünleri Kalite Kontrol Laboratuvarı ise Türkiye’nin tek, Avrupa’nın en kapsamlı dört eşdeğer bal ve diğer arı ürünleri ihtisas laboratuvarı arasında yer alıyor. Türkiye’nin tüm yörelerinden derlenen balların her biri en az 100 parametrede analiz ediliyor. Bu kapsamda APİLAB’da her yıl yaklaşık 8 bin farklı balın doğallığını analiz ediyoruz. Balparmak doğal bal olduğunu bilimsel verilere dayanarak ispat edebilen dünyadaki sayılı bal markalarından biri. Bu bizim için çok kıymetli bir özellik.
Analiz teknikleri geliştikçe Türkiye’nin bal ihracatının da önü açılıyor. Balparmak Ar-Ge Merkezi’nde geliştirilen yeni analiz yöntemleri ile ilgili makaleler dünyanın saygın bilim dergilerinde yayınlanıyor. Örneğin, baldaki taklit ve hile yöntemlerinden biri olan esmer pirinç şurubunun tespitinde kullanılan metot dünyada ilk kez bu merkezde geliştirildi.
2022 yılında yaptığımız yatırım ile tüm dünyadaki güncel analiz yöntemlerini kullanan en verimli seçenekler arasında yer alan bir cihazı, laboratuvar altyapımıza ekledik. En son teknolojik donanıma sahip Yüksek Çözünürlüklü Kütle Spektrofotometresi (High Resolution Mass Spectrometer/HR-MS) analitik cihazı ile mısır, pancar, pirinç, agave gibi şeker şuruplarının yanı sıra gıda boyaları, enzim katkılarının varlığını, doğruluğu yüksek ve hassas bir formatta raporlayabiliyor ve balların aslına uygunluğunu kontrol edebiliyoruz. HR-MS ile 2023 yılı içinde farklı ülkelerden toplam 17 laboratuvarın dahil olduğu ve düzenli olarak uluslararası yeterlilik test programı sunan BIPEA tarafından organize edilen laboratuvarlar arası karşılaştırma çevrimine dahil olduk. Sonuçları bizim için gurur verici oldu. BIPEA’nın katılımcı laboratuvarlar ile paylaştığı ortak rapora göre, uluslararası 17 farklı laboratuvardan Balparmak Ar-Ge Merkezi dahil sadece iki tanesinin, bal test materyalindeki % 13,2 oranında yer alan pancar şurubu eklentisini tespit edebildiği görüldü.
Bu sonuçla birlikte, Balparmak Ar-Ge merkezimizi çalışmalarının ve merkez tarafından geliştirilen yeni laboratuvar analiz yönteminin başarısı uluslararası arenada da kanıtlanmış oldu. Ayrıca geçmiş analitik yöntemlere göre dikkate değer bir gelişmeyi temsil ettiğimiz ve taklit-tağşiş tanımlama açısından yüksek derecede kesinlik sağlayarak mevcut yaklaşımları yeniden şekillendirebilecek potansiyele sahip olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik. Ülkemize bu gururu taşıdığımız için de mutlu ve onurluyuz. Yine ülkemizin dünya bal sektöründeki gurur kaynağı Türk çam balının doğallığını doğru analiz eden C4 metodu bu merkezde geliştirildi ve tüm dünya laboratuvarları tarafından kullanılıyor. Zira, Türkiye’nin bal ihracatını ağırlıklı olarak çam balı oluşturuyor. Yaptığımız yatırımlarımız sonucunda hem yurt içine hem yurt dışına katkısız ve doğal bal sunabildiğimiz, tüm dünyayla doğal ve kaliteli Türk balını tanıştırabildiğimiz için ayrıca büyük gurur duyuyoruz.
Ürün grubunuz bireysel tüketiciye yönelik olduğu kadar Ev Dışı Tüketim ve Horeca sektörüne de hitap ediyor. Bu bağlamda sektöre sunduğunuz ürün grupları nelerdir?
Ev dışı tüketim kanalı bizim için doğrudan müşteriye ulaştığımız ve farklı ürün gruplarını tüketiciye deneyimletme fırsatı bulduğumuz, bu nedenlerle de stratejik olarak önceliklendirdiğimiz bir kanal. Bu alan aynı zamanda bizim müşteri uzayımızın en geniş olduğu alan. Havayolu şirketleri, oteller, kahve zincirleri, kafeler, restaurant zincirleri, fırınlar, kahvaltıcılar, dondurmacı waffle dükkanları ve hatta kokteyl barlar, spa merkezleri, spor salonları…
Balparmak ürünleri kullanım alanına göre hem tüketiciye hem de ev dışı tüketim kanalı sektörünün ihtiyaçlarına çözüm üreten yeniliklere sahip. Örneğin, Katla Balla ürünümüz inovatif, pratik doz ayarlı bir ürün. Kahve zincirleri, cafeler, premium otellerde özellikle de tek kullanımlık poşet çay kullanan tüketiciye tatlandırmak için doğal ve pratik bir ürün olarak Balparmak Katla Balla ürünümüzü sunuyoruz.
Piknik ürünümüz ise otel zincirlerinde, kahvaltı servisi veren tüm işletmelerde kullanılıyor. Ayrıca catering ve ihale kanallarında aktif rol almaktayız. Bunların yanı sıra alüminyum folyoda olan premium mini piknik ambalajlarımız birçok ev dışı tüketim müşterimize 5 yıldız ve üzeri hizmet ve servis yapma imkânı sağlamaktadır.
32 gram cam kavanoz ise premium oteller, kahvaltı servisi veren, servis ve hizmet kalitesiyle ön plana çıkan tüm işletmelerde kullanılıyor. Tüketicisini ayrıcalıklı hissettirmek isteyen tüm işletmeler için ideal bir sunuş şekli sağlıyor.
4 kg ve 20 kg kova ambalajlarımız ise ağırlıklı olarak kalitesine önem veren başta Akdeniz ve Ege olmak üzere tüm otel zincirlerinde kullanılmaktadır.
Profesyonel mutfaklarda bal seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir? Doğal ve kaliteli bal kullanımının profesyonel mutfaklar için önemi nedir?
Profesyonel mutfakta şeflerin en önemli konusu iyi kalite ve sürdürülebilir bir standarttır. Her alımda farklı özellik ve nitelikler barındıran ve eklediği yemekte değişik tatlar veya sonuçlar yaratan ürünleri kullanmak istemezler. Gelelim doğru bal seçimine. Burada en önemlisi sofralara sunulan balın doğal olup olmadığında emin olunması gerekiyor. Doğal bal, kimyasal katkı maddeleri içermez ve saflığıyla bilinir. Balın doğallığını anlamak için koklamak, tadına bakmak, yakmak, suya damlatmak gibi yöntemler uygulanıyor ancak bunlar inanın birer şehir efsanesinden öteye gitmiyor. Size şunu da çok net söylemeliyim ki; kara kovan, organik, petek, memleket balı, ham bal gibi balların hiçbiri doğal balı tanımlamıyor. Bal diye satın aldığınız ürünün aslında agave, mısır, pancar veya esmer pirinç gibi şuruplardan yapılıp yapılmadığını da bilemeyiz. Doğal balı anlamanın ve doğal bala ulaşmanın tek yolu, detaylı analizdir. Yani “tam donanımlı ve otoriteler tarafından onaylanmış akredite laboratuvarda, konusunun uzmanları tarafından ileri tekniklerle analiz edilerek doğallığından emin olduğumuz bala ancak doğal bal damgasını vurabiliriz.
Bunun yanı sıra, farklı coğrafyalarda üretilen ve her birinin kendine özgü tat profili olan ballar da tercih sebebi olabiliyor. Özellikle bölgesel yemek tariflerinde o yöreye has tadı ve kokusu olan balları kullanmak daha iyi sonuç verebiliyor.
Öte yandan, balın rengi ve dokusu, türüne ve üretim yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterir. Şefler tariflerinde kullanacakları balın rengini ve dokusunu dikkate alarak malzemeleri seçerler ve tabii bal, doğal bir enerji kaynağıdır. Profesyonel mutfaklarda, yemeklere besin değeri katan malzemelerin tercih edilmesi önemlidir.
Son olarak, profesyonel mutfaklar, tedarik ettikleri malzemelerin sürdürülebilir ve güvenilir kaynaklardan geldiğine emin olmak isterler. Güvenilir tedarikçilerden alınan doğal bal, mutfaklarda sürdürülebilir bir yemek hazırlama anlayışına katkıda bulunabilir.
HM Gazete okuyucuları için Horeca sektörü ile ilgili gelecekteki plan ve hedefleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Balın kullanım alanlarını ve sıklığını artıracak markalı iş birlikleri bizim için çok önemli. Balı, sadece kahvaltıda değil tüm ara ve ana öğünlerde iç rahatlığı ile kullanabileceğiniz doğal bir lezzet olarak konumlamak istiyoruz. Ballı soslar, atıştırmalıklar, sürülebilir kategoride rafine şeker veya stevia gibi tatlandırıcılar yerine ballı alternatifler sunmak öncelikli hedeflerimiz arasında. “İyi yaşam”, “doğal ve temiz içerikli gıda” Türkiye’de ve dünyada son 10 yılın en büyük trendleri arasında ve “şeker yok bal var” sloganımızla bu amaca hizmet edecek her türlü ürün geliştirme ve yenilikçi yaklaşımı önemsiyoruz.