İlk olarak, sunum sektörünün önemli bir markası olan Porland’ın kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz?
Porland’ın hikayesi, 1976 yılında Siirt’te mütevazı bir züccaciye mağazası olarak başladı. Günden güne artan ilgi sonucunda Siirt’te bulunan mağazamıza ek Tahtakale’de bir mağaza, Gaziosmanpaşa ve Beykoz’da bir atölye daha açtık. 1992 yılında depolarımızı ve atölyemizi Gebze’de bir araya getirerek Porland Porselen Sanayi A.Ş.’yi kurduk. Doğadan aldığımız ilhamla, en saf materyalleri estetik formlarda tasarlama ve yaşam alanlarına taşıma amacıyla başladığımız bu yolculukta büyük ilgi görmemiz üzerine üretim alanımızı genişletmeye karar verdik ve Bilecik’te yeni bir üretim tesisi kurduk. Şu anda üretimimizin %65’ini ihraç ederek, 4 kıtada 80’in üzerinde ülkeye ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Özgün tasarımlarımız, yenilikçi bakış açımız ve modern çizgimizle yaşam alanlarına estetik bir dokunuş sunmaya devam edeceğiz.
Porland markası olarak Horeca sektörüne yönelik faaliyetleriniz ve sunduğunuz ürün grupları hakkında bilgi alabilir miyiz?
Horeca sektöründe çalışan işletmelerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için geniş bir ürün yelpazemiz bulunuyor. Bu ürünler, restoranlar, oteller, kafeler ve diğer ticari işletmelerin ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanıyor. Yoğun kullanıma dayanıklı, sık sık yıkamaya, darbelere ve yüksek sıcaklıklara dayanacak şekilde üretim yapıyoruz. Porland olarak özgün tasarımlarımızın yanı sıra; 90’lı yılların başından bu yana, taleplere göre özel logo ve desenler hatta müşteriye özel kalıp dahil üretiyoruz.
Horeca sektöründe birbirinden farklı form, malzeme ve renkte sunum ürünleriyle karşılıyoruz. Peki, sektör bu ürünleri tercih ederken hangi unsurlara dikkat etmelidir? Hotel restaurantları ve diğer restaurantlar için doğru ürün kullanımını, HM Gazete okuyucuları için anlatabilir misiniz?
Horeca sektöründe insanlar sert çatlamaz, çizilmez, taş gibi bir ürün isterken perakende sektöründe narin, ince zarif ürünler istiyor. Her müşteri grubunun kullanım amacına göre değişen taleplerine cevap verebilmek, o müşteri grubu için markaya karşı kalite ve güven algısını doğrudan etkiliyor. Biz de en güçlü olduğumuz yönlerimizden biri olan çeşitliliğimizle memnun müşterilerimizin sayısını artıyoruz. Horeca için sert porselen, perakende için de bonechina üretimimiz mevcut. Ama sektörde bir ilki başararak yedi yıl süren Ar-Ge çalışmalarından sonra üretimine 2013 yılında başladığımız özel reçetemiz Alumilite, sert porselenin dayanımı ve bonechina’nın rengini bir araya getiriyor.
HM Gazete okuyucuları için 2024 yılının porselen üretim ve tasarım trendlerinden bahsedebilir misiniz?
Yaptığımız işte güncel olmak, trendleri takip etmek, ihtiyaçları doğru analiz etmek ve ihtiyaçlara uygun çözümler sunmak oldukça önemli. Öncelikle ilham kaynakları çok çeşitlidir. Her şey bizler için bir esin kaynağı olabiliyor. Ancak son yıllarda tüm dünyada doğaya dönüş gündemde, doğa bizi her dönem etkilemiş ve ilham almamıza neden olan güçlü bir kaynak olmuştur. Sanat eserleri de yenilik ve koleksiyonlarda sıklıkla başvurduğumuz ilham kaynaklarımız arasındadır. Bunların yanı sıra tasarımlarda yapay zekayı kullanımı oldukça yaygınlaşacak. Modern ve yenilikçi bakışımızın bir yansıması olan bu uygulama ile kısa sürede benzersiz tasarımlar yapabiliyoruz.
Dünyanın en saygın fuarları arasında yer alan Ambiente Frankurt 2024’te yeni koleksiyonlarınızı tanıtma imkanı buldunuz. HM Gazete okuyucularımız için Ambiente Frankurt 2024 fuarını değerlendirebilir misiniz?
Ambiente Frankfurt fuarında 80’e yakın ülkede aktif olarak çalıştığımız müşterilerin yarısından fazlasını standımızda ağırlama fırsatı bulduk. Fuarda özellikle Avrupa, Balkan ve Orta Doğu bölgesinden yoğun katılım gerçekleşti ve biz de koleksiyonlarımızı iki stantta ziyaretçilerle buluşturduk. Horeca standında bünyemize yeni katılan Pioli markası ve yeni koleksiyonumuz olan Funky’i tanıttık. Öte yandan Seasons ve Alumilite koleksiyonlarımızın da ilgiyle karşılandığı fuar, bizim için iş ilişkilerini geliştirmek adına da önemli bir fırsat oldu. Bu noktada planladığımız 100’e yakın ticari müşteriyle görüşme sağladık, hedeflerimizi ve yeni projelerimizi konuştuk. Fuarın en önemli kazanımları arasında ise sektördeki diğer firmalar hakkında bilgi edinmek oldu.
Fuarda en çok dikkat çeken ürünlerinizden biri de geri dönüştürülmüş porselenden üretilen Regen serisi olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda Porland’ın sürdürülebilirlik felsefesinden ve bu alandaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Marka duruşumuzu simgelemek için fuarda sergilediğimiz Re-gen koleksiyonu, sürdürülebilirlik ilkemizde de odak noktamızda bulunuyor. Kullanım ömrü bitmiş ürünlerin geri dönüştürülmesiyle oluşturduğumuz Re-gen koleksiyonumuzda plastiğe alternatif bir yol olarak kırık porselen ürünleri yeniden değerlendiriyoruz. Bununla birlikte dünyada bir ilke imza atıp sektörümüze örnek teşkil ediyoruz. Çevre dostu bu duruşumuz sayesinde de 2021 yılında 301,2 ton ham maddeyi geri dönüştürerek 735,13 ton CO2 sera gazı salınımını engelledik. Bunun yanı sıra yaklaşık 150 ton renkli porselen kırığın geri dönüşümünü gerçekleştirerek sürdürülebilirliğe katkı sağladık. Geri dönüşüm ile porselene yeni bir soluk getirerek, atık malzemeleri yeniden değerlendirip ürettiğimiz ürünleri, çevreye duyarlı, topluma faydalı, sosyal açıdan kapsayıcı ve kültürel olarak sürdürülebilirliğe örnek olan bir çözüm sunuyoruz.
