Restoranların tedarik ve maliyet yönetiminde dijital dönüşüm yaratan Ingredy, sadece verimlilik sunmakla kalmıyor; yerel üreticilere, özellikle de kadın kooperatiflerine alan açarak gıda ekosistemine kapsayıcı bir model kazandırıyor. Ingredy CEO’su ve Kurucu Ortağı Betül Bildik, bu yenilikçi yolculuğu ve sektöre getirdikleri çözümleri Horeca Mailing okurları için anlattı.
Öncelikle sizi ve Ingredy’yi tanıyarak başlayalım. Gıda teknolojisi alanında bir girişim kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Ingredy.App’in doğuş hikayesini öğrenebilir miyiz?
Uzun yıllar boyunca gıda sektöründe, özellikle restoran yönetimi ve tedarik süreçlerinde sahadaki gerçeklerle iç içe çalıştım. Bu süreçte birçok restoranın kaliteli ürüne ulaşmakta zorlandığını, fiyatların şeffaf şekilde yönetilemediğini ve üreticiyle restoran arasındaki yapının oldukça verimsiz işlediğini çok net gördüm. En çok da sistemin dışında kalan, sesi duyulmayan küçük üreticiler – özellikle kadınlar – beni derinden etkiledi.
Ingredy fikri de tam olarak bu gözlemlerden ve sahada karşılaştığım ihtiyaçlardan doğdu. Kız kardeşim Bilge’nin teknoloji ve yapay zekâ alanındaki birikimini, benim sektörel içgörümle birleştirerek bu platformu hayata geçirdik.
Ingredy sadece bir dijital sipariş altyapısı değil; aynı zamanda yerel üreticilere alan açan, restoranlara veriye dayalı kararlar alma gücü veren ve sürdürülebilirliği odağına alan bütüncül bir sistem. Bugün İstanbul’daki pek çok restoranla çalışan, Anadolu’daki kadın üreticileri bu sisteme dahil eden ve Avrupa açılımına hazırlanan bir platformuz. Ama biz bunu sadece bir başlangıç olarak görüyoruz; amacımız, gastronomi ekosisteminde uzun vadeli ve kapsayıcı bir dönüşüm yaratmak.
Türkiye’de restoranların pek çoğu sipariş, gelir-gider ve stok takibini hala eski usullerle yapıyor. Bu yolla yapılan hesaplamalar hatalara ve zaman kaybına yol açıyor. Ingredy tam da bu noktada devreye giriyor diyebilir miyiz? Sisteminiz restoranların günlük operasyonlarını nasıl kolaylaştırıyor, en çok hangi alanlarda fark yaratıyor?
Kesinlikle. Sipariş ve maliyet takibi hâlâ defter ya da Excel üzerinden yürütüldüğünde, zamanla ciddi bir operasyonel yük oluşuyor. Ingredy ise bu süreci dijital, merkezi ve veriye dayalı bir yapıya kavuşturuyor.
Restoranlar uygulama üzerinden farklı tedarikçileri karşılaştırabiliyor, fiyatları filtreleyebiliyor, stoklarını takip edebiliyor ve geçmiş siparişlerine göre kişiselleştirilmiş öneriler alabiliyor. Böylece hem zaman kazanıyorlar hem de operasyonel hataları minimize ediyorlar. En çok fark yarattığımız alanların başında maliyet kontrolü, sipariş verimliliği ve satın alma şeffaflığı geliyor.
Gıda fiyatları her geçen gün artıyor, tedarik maliyetleri de restoranların belini büküyor. Ingredy bu zorlu tabloda restoranlara nasıl yardımcı oluyor? Bu ekonomik baskıyı hafifletmek için nasıl çözümle sunduğunuzu HM Gazete okuyucuları için anlatabilir misiniz?
Gıda fiyatlarındaki hızlı yükseliş, sektörün belki de en yakıcı problemi. Yıllık %50’nin üzerine çıkan artış oranları restoranları çok zor durumda bırakabiliyor. Biz de bu zorlu tabloyu iki ana stratejiyle yumuşatıyoruz:
Birincisi, fiyat karşılaştırma özelliğimiz sayesinde restoranlar aynı ürün için birden fazla teklif alabiliyor; böylece pazarlık güçleri artıyor.
İkincisi ise yapay zeka modülümüzün devreye girmesiyle gerçekleşiyor. Kullanıcıların geçmiş sipariş verilerine göre öneriler sunarak gereksiz alımların önüne geçiyoruz. Bu sayede hem stok israfını azaltıyor hem de maliyet kontrolü sağlıyoruz.
Kısacası, sadece ürün değil, strateji sunuyoruz.
Anadolu’nun farklı bölgelerinden üreticilerin sisteme dâhil edildiği bir tedarikçi ağınız var. Bu kapsamda yerel üreticilerle nasıl bağ kurdunuz? Kadın tedarikçileri bu sisteme entegre etmek sizler için nasıl bir anlam ifade ediyor?
Ingredy’yi kurarken, yalnızca büyük tedarikçileri değil; tarımın, üretimin ve emeğin gerçek sahiplerini yani yerel üreticileri de bu sistemin merkezine almayı hayal ettik. Çünkü Anadolu’nun zengin lezzet mirası köylerde, bahçelerde, küçük atölyelerde doğuyor.
Kayseri, Hatay, Afyon gibi farklı bölgelerdeki kadın kooperatifleri ve küçük üreticilerle birebir temas kurduk. Bugün platformumuzda aktif olarak 15 kadın üretici yer alıyor.
Bu bizim için bir tedarik modelinden fazlası; toplumsal eşitliği, üretici güvencesini ve kırsaldaki kadın üreticilerin ekonomik varlığını güçlendirmeyi ifade ediyor. Onların ürünlerini İstanbul’daki önemli restoranlarla buluşturmak ise hem sosyal hem sektörel olarak bizi çok motive eden, gurur duyduğumuz bir başarı hikayesi.
Restoranlar ile üreticiler arasında ödeme süreçleri her zaman kolay ilerlemiyor. İş Bankası ve Moka ile geliştirdiğiniz sistem bu süreci nasıl kolaylaştırıyor? Bu iş birliği sektöre ne gibi avantajlar sağlıyor?
Restoran ve tedarikçi ilişkilerinin en kırılgan noktası ödeme süreçleri. Vade anlaşmazlıkları, nakit sıkışıklıkları, tahsilat problemleri… Tüm bu başlıklar aslında sektörün görünmeyen ama en stresli tarafı.
Biz de bu problemi çözmek için Türkiye İş Bankası iştiraki Moka ile yakın bir iş birliği yaptık. Moka’nın güçlü altyapısı sayesinde restoranlar ödemelerini düzenli ve planlı yapabiliyor; tedarikçiler ise ödemelerini zamanında tahsil edebiliyor.
Bu sistem, iki taraf arasında daha dengeli ve güvene dayalı bir finansal ilişki kurulmasını sağlıyor. Sadece ödeme kolaylığı sunmakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir ve sistematik bir finansal yapı da oluşturuyoruz.
Ingredy App olarak sürdürülebilirlik ve inovasyonun sizler için önemini biliyoruz. Bu konuyu HM Gazete okuyucuları için bir de sizlerden dinleyebilir miyiz?
Sürdürülebilirlik bizim için sadece trend bir başlık değil; kuruluş amacımızla iç içe bir değer. Ingredy olarak hedefimiz; restoranlara dijital çözümler sunmanın ötesinde, çevresel etkileri azaltmak, yerel üretimi güçlendirmek ve daha adil bir gıda sistemi kurmak.
Bu doğrultuda yerel üreticilerle kurduğumuz güçlü bağların yanı sıra, Akdeniz Koruma Derneği ile gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri sayesinde biyoçeşitliliği koruyan tedarik zincirleri oluşturuyoruz.
İnovasyon konusunda ise yapay zekâ destekli sistemimizle restoranların israf oranlarını azaltıyor ve daha stratejik kararlar almalarını sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde devreye almayı planladığımız tahmine dayalı sipariş algoritmaları ve kişiye özel ürün önerileri ile bu etkiyi daha da büyüteceğiz.
