Studio Le Fond, özellikle pandemi sürecinde çıkan cam atık sayısına şahit olduktan sonra “Kullanılmış cam şişelerin çöpe gitmesini nasıl önleriz?” sorusuyla yolculuğuna başlamış bir marka. Sürdürülebilir tasarım yolculuğuna şişenin dibinden başlayan Studio Le Fond, kullanılmış şişelerin tamamını dönüştürerek tasarımlarını ortaya çıkarıyor.
Markanın öncelikli hedefi, cam şişe atığının en fazla çıktığı işletmeleri bu sürece dahil ederek atıkların çöpe gitmesini önlemek. Otel, restoran, cafe ve bar gibi işletmelerle anlaşma yapılarak, şişeler çöpe atılmak yerine depolanıyor. Şişeler, anlaşmalı işletmelerden toplandıktan sonra mantarlarından ayrılıp etiketleri çıkarılıyor ve dezenfekte ediliyor. Temizlenen atık şişeler, tasarımlara uygun şekilde cam ustaları tarafından kesiliyor, güvenli kullanıma uygun olacak şekilde törpülenip cilalanıyor ve nihai ürün haline geliyor.
Bu süreçte çevreyi koruma hassasiyetiyle hareket ederek sürdürülebilirlik, sadelik ve doğallık ön planda tutuluyor. Üretimden teslimata kadar karbon ayak izini azaltacak alternatiflerle, ambalajlama aşamasında geri dönüştürülebilir materyaller tercih ediliyor. Şişenin diplerinden %100 doğal içerikli mumlar ya da bardaklar, orta kısımlarından özellikle açık alanlarda keyifle kullanabileceğiniz tealight mumluklar, uç kısımlarından ise kürdanlıklar üretiliyor. Farklı formlardaki şişelerden vazolar ya da kavanozlar gibi farklı ürünler de tasarlanabiliyor.
Tüm bu ürünler, her bir bireyin günlük hayatında çok fazla kullandığı ürünler olması sebebiyle sıfırdan üretilmiş bir ürün yerine dönüştürülmüş bir ürün alternatifi yaratılmış oluyor. Studio Le Fond, daha fazla kişi ve işlet işletmeyi ileri dönüştürülmüş ürünler kullanmaya teşvik etmek ve tasarımlarını artırarak daha fazla alanda görünür olabilmek için çalışmalarına devam ediyor.
